SiVAS ŞEHİTLERİ - 2 TEMMUZ 1993
HALKIM
Yandık avazlarda, kavrulduk halkım
Varıp Pir Sultanı, analım dedik
Aşkın dolusuna, kanalım dedik
Meydanda bir semah, dönelim dedik
Kahpe tuzaklarda, vurulduk halkım..
Salyalı ağızlar, kirli yürekler
Elde ateş, dilde Allahu-Ekber
İnsan yakmak için, olmuş seferber
İsli dumanlara, savrulduk halkım
Yüzbin yobaz, bir Akarsu eder mi?
Öldürülen, bu kaçıncı Nesimi,
Özlem, Nurcan, Serpil, Belkız Gülsüm´ü
Verdik, birer birer, kırıldık halkım
Metin, Asaf, Behçet, Asım Bezirci,
Menekşe, Sehergül, Gülender, İnci,
Asuman, Yasemin, Erdal Ayrancı,
Et kemik bir yerde, derildik halkım
Hasret Gültekin´im, Serkan Doğan´ım
Huriyem, Yeşim´im, özbe öz Özkan´ım
İki Metin ölüm, Sait, Handan´ım
Hep birlikte yan, yana serildik halkım
Yandı özyurdun da, Özyurt Ahmet´im
Kaynar ateşlerde Uğur Mehmet´im
Güpe gündüz ışıktı, Güdüz Murat´ım
Cem olduk güneşe, verildik halkım
Muhlis´ine muhip olan, Muhibe´m
Sulariden arda kalan Edibe´m
Cümlesi insana derki, Kâbem
Kanlı kefenlere sarıldık halkım
Karınna Cuanna, Hollanda´lı can
Yanın da Muammer Hakan ve Kenan
Bin beterdi Sivas, Ol Kerbeladan
Hüseyin´ce ölüp dirildik halkım
Koray Kaya´m, onbirin de dal fidan
Ahmet Öztürk ile adası alan
Din için yakıldık 33 can
Kara topraklara, karıldık halkım
Madımak´ta yanan 33 can
Artık her birisi bir Pir Sultan
Hızır´ın dölleri yazsın bin ferman
Gönnüller içinde yer aldık halkım
Kızılgülüm, söz düşürse dilime
Mızzrabım isyankâr, vurur telime
Bir gün olup hesap sorsam zalime
Yobazlar elinden zar olduk halkım
2 TEMMUZ 1993 'te Sivas'ta
Madımak'tan göğe yükseliyor kızıl yalımlar
Seyre çıkmış polisler jandarmalar
İçinde Ozanlar yazarlar sanatçılar
Cayır cayır türküler şiirler
Tutuştu yandı sazların telleri
Şeytan diyor ki,
Saçlarından yakalayıp aynı ateşe doğru sürmeli
Çok şükür dışardaki vatandaşlara birşey olmamıştır diyen Çiller'i
2 Temmuz 93'te Sivas'ta
Madımak'tan kara dumanlar yükseliyor gökyüzüne
Madımak'tan kızıl yalımlar yükseliyor
Ama içindekilerden tek çığlık yok
Edibe'nin saçları yandı
Kirpikleri kaşları yandı
Sonra ateş tüm bedenini sardı
Yetiş ya Ali! dedi sustu
Dışarıda itler kurtlar ulurken
Onlar nefes söyleyerek
Onlar semah dönerek
Onlar şiir okuyarak
Ve onlar saz çalarak yandılar
Hasret'in önce sazı tutuştu
Elinden bırakmadı onu
Merhaba çocuk la karşıladı alevi
Ah Dört Kurşun olsaydı dedi
Bu canı sana vermezdim
Koca Nesimi'nin
Bıçak vurulmamış Kızılbaş bıyıkları
Tutuşmuş yanıyordu
Üç telli curasını bırakmamış
Hala Olef Palma'ya ağıt söylüyordu
Asım Bezirci
Yeni kitabının başında yakalandı alevlere
Kağıtları yanıp kül olunca
Kömürleşmiş kalemiyle duvara
Beni okuyun diye yazdı
Parmakları yanmadan önce
Akarsu sazına düzen vermekteydi
Dumanlar gözlerine dolduğunda
Alevlere dolanmış eşini farketti bir an
Kırmızı ne de yakışmıştı
Tutup öpmek istedi onu
Elleri kavruldu
Birden o türküsü
Yanacağını söylediği türküsü aklına düştü
Hüzünlendi
Akarsu'yum yansam da
Kül olup kavrulsam da dedi
Sonunu getiremedi
Yanıp kül oldu, kavruldu.
2 Temmuz 93'te Sivas'ta
Pir Sultan sevdalıları gencecik semahçılar
Uçarak alevlere karıştılar
Pir Sultan'ı dar'a çeken yezit soylulular
Onları ateşe atmışlardı
Otuz yedi can yanıp kavruldu
Kömür oldu kül oldu
Düşlerinde hep yananlar ise
Kurtarılanlardı...