|
|
|
ANA MENÜ |
|
|
|
|
|
|
|
ANADOLU ALEVILIGI |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
ANADOLU ALEVILIGI
Alevilik, İslâmi temellere dayalı bir inançtır. Hakk-Muhammed-Ali yolunun Kırklar Meclisinde olgunlaştığı ve Oniki İmamlarla devam eden; İmam Cafer-i Sadık’ın akıl ölçüsünü rehber olarak alan, Horasan erenlerinin himmetleriyle Anadolu’ya gelen Hazret-i Pîr’le ve ozanların nefesleriyle hayat bulan inancın adıdır. Alevilik inancı, hayatın amacını insanın ham ervahlıktan çıkarak, insan-ı kâmil olup, özüne dönmek olarak tanımlar. Bunun için de; Mürşid, Pîr ve Rehber huzurunda ikrar verilerek Dört Kapı Kırk Makam aşamasından geçilir. Alevi inancının uygulandığı mekân cemevidir.
Alevi deyimi,"Ali taraftarı"Ali yandaşı" anlamında kullanılmaktadır.
Kökeni
Bir görüşe göre Alevilik, "Şiiliğin Türk yorumu" anlamına gelmektedir. İslam Peygamberi Muhammed'in ölümünün ardından Ali'nin halifeliğini destekleyenler ile desteklemeyenler ayrışmışlardır. Bir diğer ayrışma da Veda Hutbesi'ndeki "emanetler" konusunda yaşanmıştır. Şii inanışına göre Muhammed hutbede müslümanlara Kuran-ı Kerim ve Ehli Beyt'i emanet etmiştir. Sunni inanışa göre ise emanet edilen Kuran-ı Kerim ve peygamberin sunnetidir. Anadolu Alevileri'nin deyişleri ve ibadetleri incelendiğinde Ali ve Ehli Beyt'e olan bağlılık açıkca görülmektedir. Bu Şia-Alevilik ilişkisi tezini güçlendirmektedir.
Öte yandan, Şii ibadet ve yaşam tarzıyla Alevilerin ibadet ve yaşam tarzları arasında çok ciddi farklılıklar bulunmaktadır. Şii ve Sunni anlayışta ibadet yeri camiler olarak kabul edilirken; Anadolu'daki Alevi köylerinde yapılan alan araştırmalarında bu köylerin büyük bölümünde cami olmadığı tespit edilmiştir (ÖR: Sivas-Divriği ilçesi Alevi köyleri). Hem Şiilikte, hem Sunnilikte cami olmasına ve dünyada milyarlarca müslüman camiyi temel ibadethanesi olarak kabul etmesine rağmen Anadolu'daki milyonlarca Alevi'nin camiyi ibadethane olarak kabul etmemesi, Aleviliğin diğer İslam akımlarıyla ilişkisi konusunda araştırmacıları "daha derin" araştırmalara teşvik etmektedir.
Bugün Türkiye'de; Türk, Zaza, Kürt, Arap, Arnavut gibi etnik kökenlerden Aleviler yaşamaktadır. .
Alevi Bektaşi Kültüründe her ne kadar yazılı kaynakların azlığından söz edilsede bunlar gerçeği tam manasıyla yansıtmamakdadır . Çünki pek çok kitap hala literatürde kayıtlı değildir, bu eski yazmalar babadan oğula geçmiş ve anadolunun dörtbir yanında dağılmış Alevi kültürünün inanç önderleri olan Dedelerde bulunmaktadır.
ve sayıları yüzlerce olan muhtelif kişilerce yazılmış Alevi Bektaşi Erkannameleri de ayrıca bir kategori olarak buraya yazılabilir, Yüzbinlerce sayfalık Alevi Bektaşi Aşıklarının meydana getirdiği sayısız divanda mevcuttur o divanları sadece başlıklarıyla buraya yazmaya kalksak yüzlerce sayfa eder. Henüz tam olarak araştırılmamış Alevi Bektaşi Kültürünün meydana getirdiği yazma eserlerinin Akademik dünyaya kazandırılması konusu daha yolun başındadır. Kaynakça: ( Fuzuli Muhiti Hayatı ve Şahsiyeti, Prof.Dr.Abdülkadir Karahan), ( Hacı Bektaş-ı Veli Hayatı Eserleri ve Fikirleri, Prof.Dr. Abdurrahman Güzel), ( Kaygusuz Abdal,Prof.Dr. Abdurrahman Güzel), ( Yedi Ulu Aşık, A. Celalettin Ulusoy)
Sıraçların Aleviliği
Sıraçlar, bir Türk boyunun ismidir. Aleviler arasındaki bazı topluluklara da "sıraçlar" denmektedir. Örneğin Hubyar yöresindeki Alevi toplulukları birbirlerine "sıraçlar" ifadesini kullanırken; çevredeki diğer Alevi toplulukları Hubyar topluluğunun tamamı için "sıraçlar" ifadesini kullanmaktadır. Anadolu'nun başka bölgelerinde de "sıraçlar" olarak nitelenen Alevi toplulukları mevcuttur.
Gazianteplilerin Aleviliği
Horosan ve Orta Asya'dan gelen Türkmenlerin oluşturduğu Alevi'ler.
Malatya Yöresi Aleviliği
Dersim Aleviliği
Tunceli aleviliği de denir. Aleviliğin en koyu yaşandığı bölge burasıdır. Etnik olarak Zaza olarak nitelendirilmektedirler. Zazaların Kürt olmadıkları Batılı bilim adamlarınca artık büyük ölçüde açıklığa kavuşturulmuş olmasına rağmen, asıl etnik kökenleri konusunda hala tartışma vardır.Bazı araştırmacılara göre Zazalar farklı bir etnik gruptur.Bazılarına göre ise Zazalar kürtlerin bir kolu olarak gösterilmektedir.Dersimli Aleviler kendilerine kirmanc derler ,konustuklari dile kirmancki ve Dersim adli otonom cogorafyaya´da kirmanciye´de derler.
Sivas Aleviliği
Kısmen Tunceli yöresi aleviliğine benzer. Sivas alevilerinin bir bölümü Horasan orta Asya dan göç etmiş olan Türkmen boylarındandır. Sivas'ın merkezinde Alevilerin çeşitli sebeplerden dolayı az olduğunu görmekteyiz. Ama ilçe ve köylerindeki nüfusun büyük bir çoğunluğu Alevi inancına sahiptirler. Horasan kaynağa dayanarak Türkmen olduğu iddia edilir.
İran "Güney Azerbaycan" Aleviliği
İran devleti sınırları içinde bir çok halk yaşamaktadır. Halkın büyük bir kısmı Azeri ve Türkmen halk olup, dini inanışları ise Aleviliktir. İran'daki Türkmen ve Azerilerin ataları Şah İsmail Hatai'dir. Yani Anadolu Alevileri ile kan bağı bulunmaktadır. İran devleti burdaki Türkmen ve Azerileri baskılar sonucu Şiileştirmektedir.[kaynak belirtilmeli] Yani şu an Ehli hag, Kızılbaş Aleviler devlet baskısı ile şiileştirilmektedir.[kaynak belirtilmeli] Halen Güney Azerbaycan da (İran) 20 Milyon Azeri, Türkmen Alevi Kızılbaş yaşamaktadır.
Sözlü Kaynaklar
Aleviliğin yazılı kaynaklar kadar öneme sahip bir diğer unsuruda sözlü kaynaklardır. Çağlar boyunca dilden dile söylenen Alevi cemlerinde okunan yüzbinlerce şiir mevcuttur. Bu gün akademik çalışmalarla çeşitli cönklerin incelenmesiyle gün ışığına çıkartılmış pek çok eser mevcuttur.Fakat bu araştırmaların yetersizliği ortadadır çünki bulunan cönkler bulunmamışların yanında devede kulak gibidir. Konunun bir diğer boyutuda mesela cemlerde zakirlik yapan sıradan birinin hafızasında 4000 civarında şiir mevcutken bırakın cönkleri cem zakirleri bile ayrıca bir araştırma konusudur.
Aleviliğin sözlü kaynaklarının merkezinde Yedi ulu Aşık vardır.
İnanç ve Yaşam
Alevi toplumu kendi içinde bir çeşit hiyerarşi oluşturmuştur. Örneğin "yol"a gönül vermiş olana "talip" denir. Kişi, yolun kurallarını yerine getirip bilgi düzeyini arttırdıkça yükselir. Alevilik'te "yol" denen deyimin temelini 4 kapı 40 makam anlayışı oluşturmaktadır. Sırasıyla şeriat, tarikat, marifet ve hakikat 4 kapıyı oluşturmaktadır. Bu kapıların hepsinin "alt bölüm" olarak niteleyebileceğimiz on'ar tane makamı vardır. Bütün kapı ve makamların kendi içinde bir anlamı bulunmaktadır. Şeriat kapısı, özetle doğru inanç ve doğru yaşam tarzıdır ve toplumdaki her bireyin inanç ve yaşam kurallarını düzenler. Tarikat kapısı ise tarikata hizmet etmek, Aleviliğin kurallarına özen göstermektir. Marifet kapısı ise bir nevi kendisi için kuralları aşıp başkaları için de birşeyler yapabilmek, fedakar olabilmektir. Hakikat kapısı, bütün dünyevi kaygıları aşıp kişinin Tanrı ile arasındaki sırra nail olması demektir.
Kaynaklar:
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 3 ziyaretçi (9 klik) kişi burdaydı! |